Alanya’yı ziyaret etmeyi, gezi ve tatil yapmayı düşünüyorsanız; Nasıl Gidilir, Nerde Kalınır, Ne yenilip içilir, Neyi meşhur, Hangi aktiviteler yapılır soruları için doğru yerdesiniz.
Görkemli manzarasının en güzel seyredildiği yer, ilçeyi ikiye bölen yarım adanın tepesinde yer alan Kalesi.
Kleopatra plajı kumu ve berrak denizi ile Alanya’ya değer katan başak bir faktördür.
Efsaneye göre Mısır Kraliçesi Kleopatra Akdeniz’de çıktığı bir sefer sırasında Alanya’ya uğramış ve bu koyda denize girmiştir.
Uzun bir yüzme parkuru arayanlar kıyı boyunca yarımadanın altındaki Fosforlu Mağaraya gidilebilir. Deniz gözlüğü ile yüzüldüğünde balıkları ve deniz dibinin doğal güzelliklerini seyretmek söz konusudur.
Giriş katı sergi galerisi olarak kullanılan, ışık efektleri ile donatılmış kulenin ilginç mimarisi içindeki merdivenlerle kule terasına çıkanlar, burada bol bol anı fotoğrafları çekip, burçların arasından Alanya’yı tepeden seyrediyorlar.
Alanya’da gün batımında bambaşka bir atmosfer yaşanıyor. Sakin, keyifli, serin geziler için akşam saatlerinde Alanya Kalesine çarşı içinden veya Damlataş mağarası önünden çıkanlar, kale içindeki Bizans kilisesi, sarnıçlar, kale burçlarını görüyor, kale surlarında yürüyor.
Denizden 250 metre yükseklikteki “Adam Atacağı Kulesi”nden denize taş yetiştirebilmeyi deniyorlar, gün batımını izliyorlar.
Çevresi yeniden düzenlenen restoran, otopark, plaj bölümü daha kullanılır hale getirilen ünlü mağara ziyaret yerlerinin bir başkası olarak ilgi çekiyor. Beş gözlü Tersane, Bizans, Roma, Helenistik uygarlıklarına ait eserlerin sergilendiği Alanya müzesi, Atatürk Müze Evi, ilginç olduğu kadar iç ve dış modern mimarisi ile dikkat çeken merkezdeki Kuyularönü Camii görülecek başka gezi ve ziyaret yerleri olarak öne çıkıyor.
Deniz haricinde gezi, piknik yapmak isteyenler için Türkiye’nin merkezden en çabuk ulaşılan yaylalarından olan Gedevet Yaylası deniz seviyesinden 1100 rakımda ve ilçeye 21 km uzaklıkta bulunuyor. Tüm yolları asfaltlanmış kimi apartman, kimi villa, kimi çiftlik evi ile dolu yayla, 2006 yaz aylarında günü birlik piknik alanına kavuşmuş. Kalem gibi düz ve uzun boylu sık çam ormanı içine kurulan mesire yerinde kamelyalar, hamaklar, tuvalet, piknik masaları bulunuyor.
Dokuzoluk Köyünün, yan yana dokuz çeşmesinden akan suyu beğeniliyor. Yaşları 900 olduğu sanılan Dokuz anıt çınar ağacı ulu gövdeleri ile hayret uyandırıyor.
Yağmur sularının Kireçtaşı kayalarında neden olduğu yarık ve çatlaklar boyunca oluşmuş doğal bir mağara Dim Mağarası. Son jeolojik zaman diliminde mağarayı şekillendiren yeraltı suları günümüzde daha da derinlere, yani Dim çayı seviyesine inmiş. Buna bağlı olarak mağara hacminin genişlemesi durmuş, fakat damlataş oluşmalarının yer yer devam ettiği görülmüş. Yağmur suları havada ki ve toprak örtüsündeki karbondioksitin bir kısmını içine alarak, karbonik asit oluşturmuş. Karbonik asitli sular kayaların yarık ve çatlakları boyunca sızarken, kireç taşlarını eritmiş. Bu kireçli sular mağara başlangıcına girdiğinde, basıncın azaltılmasıyla birlikte karbondioksitin bir kısmı tekrar havaya geçerek ve kireç çözeltisi tortulanmasını sağlamış. Bu sürecin binlerce yıl devam etmesiyle, mağara tavanından aşağı doğru dikitler oluşmuş. Dikitler, zamanla büyüyerek ve bazen de birleşerek sütunları oluşturmuşlar.
Askerî amaçla ve limanı kontrol altında tutmak için 1226 yılında yapılmış olan bu anıtsal yapı, Selçuklu sanatının eşsiz örneklerinden olup; Alanya’nın simgesi durumundadır. 1951-1953 yıllarında onarıldıktan sonra 1979’da yapının giriş katında Alanya yöresine özgü, halı, kilim, giysi, mutfak gereçleri, silahlar, tartı aletleri, aydınlatma aletleri, dokuma tezgâhı ve yörük kültürünü yansıtan çadır gibi etnografik nitelikte eserler sergilenerek, yapıya etnografya müzesi işlevi kazandırılmıştır.
Leartis-Learti (Mahmutlar Harabeleri): Büyük ören yada büyük kilise diye de adlandırılan bu yer ilçenin kıyı boylarındaki irili ufaklı tepelerin yamaçlarında kurulmuştur. İlçe merkezine 22 km. uzaklıktaki kentte kiliseler, hamamlar, sarnıçlar, iskan merkezleri, küçük bir stadyum tiyatro, sütunlu caddeler ve tapınaklar mevcuttur.
Syedra Harabeleri: Syedra Kenti M.Ö. 3. yy. da, bugünkü Kargacı ve Seki köylerinin sınır oluşturduğu bir tepede kurulmuştur. Tepe üstündeki bölümün kentin merkezi olduğu bilinen Syedra ve yöresinde bulunan kitabelerden kentin Roma kalıntısı olduğu anlaşılmaktadır. Kentin anıtsal giriş kapısının lentosu hala sağlamdır. Sütunlu caddenin iki yanında, çeşitli amaçlarla yapılmış tarihi eserler ve mozaikler görülür. Şehrin içinde muhtemelen su deposu olarak kullanılmış üç havuz vardır.
Lotape (Aytap) Liman Kenti: Aytap Alanya’nın 30 km. doğusundadır. Bugünkü Akdeniz kıyı yolu bu Roma kentinin ortasından geçmektedir. Kral Antichus’un karısı Iotape’ın anısına kente bu adı verdiği bilinmektedir. Kentin 50-100 m. boyutlarında bir limanı vardır. Yarımada şeklinde oldukça yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş kalesine oldukça zor çıkılmasına karşın görülen manzara tüm yorgunlukları unutturacak güzelliktedir. Iotape kentinin antik caddesi, hamamı, kilisesi, nekropol ve akropolü çevrede bulunan değer antik kentler içinde en iyi ayakta kalanlarıdır. Tek odalı, üstü kapalı mezar odaları da kentin antik kalıntıları içindedir.
Selçuklu Tersanesi: 1228 yılında yaptırılan tersane 56,5 m. uzunluğunda, 44 m. derinliğinde ve 5 gözlüdür. Tersane güneyden gelebilecek tehlikelere karşı, iki katlı, iki odalı bir kule ile güçlendirilmiştir.
Çoğu tatil yörelerinden farklı olarak, Alanya’nın merkezinde de plajlar bulunmaktadır. Alanya’nın 15 km. doğusunda yer alan Dim Çağı Vadisi gölgelerin serinliğinde dinlenmek içim ideal bir yerdir. Alanya’nın yaklaşık 25 km. batısında yer alan Avsallar kumsalları ile güzel bir tatil merkezidir. Alanya’dan doğuya, Gazipaşa’ya doğru gidilecek olursanız karşınıza mükemmel kumsallar çıkacaktır. Tarihi bir liman olan Alanya’nın 30 km. doğusundaki Aytap, Roma kalıntıları korunmuş plaj ve koyları önemli bir gezi noktasıdır.
Bölgede rafting sporuna en elverişli nehir, ilçenin 6 km. doğusunda denize dökülen Dimçay nehridir. Bu nehir üzerinde bulunan, Alanya’nın 20 km. kuzeydoğusundaki tesisler’de bu sporu yapmak mümkündür.
Her yıl Ekim ayı içinde düzenlenen, uluslar arası düzeydeki bu sportif etkinlikler 1991 yılında başlamıştır. Eurosport TV tarafından dünyaya yayınlanmakta olan bu etkinlik yüzme, bisiklet, koşu şeklinde ara verilmeden yapılır.